By 
İşte dikkat çeken stil akımları hakkında kısa bilgiler
Hepimizin bu hayattaki duruşu farklı. Hepimizin kendini ifade ediş biçimi ve farklı duruşları var ama bizi biz yapan en önemli unsurlardan biri kendi tarzımızı yaratmak ve kendimizi iyi tanımak. Bazılarımız için stil ve duruş herşeyken, bazılarımız için rahatlık ön planda. Öyle ya da böyle hepimiz hayatımızın belli zamanlarında moda akımlarından etkileniyor, kendi tarzımızı ona göre yansıtıyoruz. Bu yazımda geçmişten bugüne varolan ve onlarca moda akımı arasından büyük etki yaratanları ayrı ayrı inceleyip sizi en iyi tanımlayan stilleri keşfedebilirsiniz.
Vintage: 19. yüzyılda ortaya çıkan Vintage giyim tarzı, geçmişten gelen parçaların günümüzde yeniden kullanıldığı ve belli bir dönemi yansıtan giyim tarzıdır. Günümüzde 20.yüzyıl veya daha öncesinden kalan kıyafet ve nesnelere vintage diyebiliriz fakat tabii ki bu parçaların herhangi bir hasara uğramadan bugüne kadar gelebilmeleri korunması ve bakımlı olması önemlidir. Vintage moda akımının olmazsa olması yüksek kaliteli malzemelerden üretilen parçalardır.
Retro giyim tarzı: Son zamanlarda her yerde retro gözlükler, mayolar vs duymaya başladık ama retro giyim tarzının vintage ile karıştırıldığını da görmekteyiz. Retro giyim tarzı aslında çokta uzak olmayan geçmişteki, örneğin 80’ler, 90’lardan moda olan parçaların yeniden kullanılmasıdır. Retro parçalara ilk akla gelen örnekler arasında yüksek belli pantolonlar, büyük yakalı gömlekler, pileli etekler ve unutulmaz büyük saç bantları var…
Monokrom giyim tarzı: Monochrome kelime kökeni Yunanca’dan gelir ve resim, çizim, fotoğraf gibi sanat eserlerinin tek renkten oluştuğunu ifade eder. Monokrom’un moda dünyasında farklı anlamları vardır. Monokrom giyim tarzı genel olarak tek renk kıyafetlerin kombinlenmesiyle oluşan moda akımı olarak bilinir. Genelde ilk akla gelen siyah ve beyaz kombinleri olsa da aslında bu giyim tarzında her renk kullanılabilir. Siyah ve beyaz kombininden sonra en çok akla gelen renklerden biri de kırmızıdır.
Eklektik giyim tarzı: Eklektik giyim tarzı ismine pekte aşina olduğumuz bir tarz değil. Bu tarzın zor olduğunu söyleyebiliriz çünkü amaç farklı desen, renk ve tarzlardan oluşan parçaları birleştirmektir. Karışık desenler olduğu için her zaman gözünüze çokta iyi görünmeyebilir, bu parçaların gözünüzü yorması mümkündür. Zor bir tarz olsa da yine de uyum içerisinde çok güzel örneklerine rastlayabiliriz.
Bohem: Günümüzde popülerliği oldukça artan bohem sitili giyimin geçmişimi 1960’ların sonuna dayanıyor. 1960’ların sonunda doğmuş, 1970’lerde devam etmiş ve o yılların yaşam tarzının yansıması olan bohem, sanata ve edebiyata ilgi duyan ve özgür ruhlu bir kesim tarafından ortaya çıkmıştır. Bu akımı temsil edenler, özgür ve sanatçı kişilikleri ile bilinirler. Bu tarzın mantığında, temsil ettiği değerlerden de anlaşıldığı üzere, giyime fazla para ayıramayan insanların daha düşük bütçelerle oluşturduğu stil vardır. Baharat renkleri, çiçekli elbiseler, püsküllü ceketler, kovboy botları ve şapkaları bu tarzın vazgeçilmez parçalarıdır. Günümüzde bu tarz yeni ismi ile‘ boho chic’ olarak yeniden yorumlandı.
Pin up giyim tarzı: Pin up kelimesi İngilizce’ye 1941 yılında girmiş fakat kökeni 1890’lı yıllara kadar uzanmaktadır. Pin Up’ın kelime anlamı iğnelemek ya da raptiyelemek olarak geçmektedir, ilk çıktığı yıllarda takvimlerdeki pin up fotoğraflar sıkça kullanılmaktaydı. Moda dünyasında pin up, oldukça uzun süredir bilinen, romantik ve sevimli bir giyim tarzıdır. Bu tarz özellikle seksapeliteyi espirili bir şekilde yansıtır. Eski reklamlardaki kadınlar, ince belleri, dolgun göğüs ve kalçları ve tabii ki kırmızı rujları ile bu akımın en önemli temsilcilerindendir.
Feminen giyim tarzı: Feminen hepimizin bildiği gibi “kadınsı” demektir. Anlamında yatan bu “dişilik” kavramı moda dünyasındaki bu giyim tarzında da oldukça baskındır. Bu tarzın ortaya çıkışındaki en önemli detay, birçok şeyi bir arada kullanarak abartılı bir görünüm sergilemektir. Bu stilde giyinen kadınların ortak noktası da hanım hanımcık giyinmeleridir.
Maskülen giyim tarzı: Maskülen kelimesi Fransızca’da erkeğin karşılığı olan “masculin” kelimesinden gelmektedir. Anlamından da anlaşıldığı gibi bu tarzda feminen giyimin aksine, kadın kıyafetleri üzerinde erkeksi detaylar kullanılmaktadır. Çoğumuz etrafımızda stiline maskülen dokunuş yapan pek çok kadın görmekteyiz. Özellikle kısa ya da keskin hatlardaki saçlar, bol pantolonlar, ceketler, maskülen tarz ayakkabılar ve hatta kravat gibi maskülen aksesuarlarla bu tarzı günlük hayatında kullanan pek çok kadın görmek mümkün!
Gotik giyim tarzı: 70’li yıllarda ortaya çıkmaya başlamış ve gizemli kadını yansıtan bir giyim tarzıdır. Bu tarzı benimseyenlerin kullandıkları aksesuarlar arasında özellikle deri, tül ve dantel gibi detaylar vardır. Bu tarzın en vazgeçilmez rengi bir yandan feminenliğin ön plana çıktığı bir yandan da gizemli, hüzünlü bir görüntü veren siyahtır. Koyu renklerle yapılmış abartılı makyajlarda gotik stilindeki kadınların vazgeçilmezidir.
Barok giyim tarzı: Barok dönemi 17.yüzyılda ortaya çıkmış ve kullanılan ağır işlemeler, süslemeler, göz alıcı renkler ile akıllara kazınmıştır. Özellikle beli inceltmek için kullanılan korseler ve abartılı kabarık elbiseler döneminin Fransız kadınlarının vazgeçilmezi olmuştur. Bu giyim tarzı günümüzde tam karşılığını bulmasa da bazı markaların farklı sezonlarında temsil edilebiliyor. Bu lüks trendin günümüzdeki en önemli örneklerini Dolce & Gabbana, Balmain ve Aquilano Rimondi’de görebiliriz.
Pop art: Pop Art, zıtlıkların uyumundan ortaya çıkmış ve 1960’ların başında New York, Milano ve Paris gibi dünyanın moda başkentlerinde yaygınlaşmış bir sanat akımıdır. Bu sanat akımı sadece giyimi değil, müzikten dekorasyona hayatımızdaki hemen her alanı kapsamaktadır. Bu akımın en önemli özelliği zıtlıkların doğurduğu uyum ve güzelliktir. Asla giymem diyeceğiniz bir pantolon ve bluzu bu tarzı benimseyen bir insanın üzerinde gayet havalı olarak görebilirsiniz.
Comments